Yüksek ısı, elektrik gibi fiziksel etkenler veya kimyasal etkiler sonucu deri bütünlüğünün bozulması yanık olarak isimlendirilir. Yanıkların oluşması çeşitli nedenler bağlı olarak ortaya çıkar. Bu nedenler arasında sıcak sıvılarla veya buharla haşlanma, alev yanıkları, patlamaların oluşturduğu ısı dalgalarıyla oluşan (flaş) yanıklar, sıcak metal, plastik cam gibi maddelerle temas sonucu oluşan yanıklar ve elektrik ve kimyasallar gibi özel yanık nedenleri sayılabilir.

En sık rastlanan yanık nedeni haşlanma yanıklarıdır. Sıcak su, çay, çorba, süt, kırsal kesimde yapılan salça, pekmez, peynir suları önemli haşlanma nedenleridir. Kimi zaman sıçrama tarzında kimi zamansa kişinin üzerine bocalanma şeklinde olabilir. Ülkemizde çocuklarda sık görülen bir yanma şekli de sıcak süt, pekmez vb. dolu kazanların ve tencerelerin içine düşmek şeklindedir. Böyle olgular yaşamı tehdit eden yanıklara neden olabilir. Alev yanıkları ikinci sırada gelmektedir. Alev yanıkları büyük faciaların eksik olmayan bir sonucudur ve beraberinde duman solumaya bağlı zehirlenmeler ve solunum sistemi yanıkları görülme sıklığı yüksektir. Sıklıkla yaşamı tehdit edebilir. Flaş yanıkları LPG, ev tipi tüp patlaması gibi olaylarda meydana gelir. Geniş alanları kapsar ve solunum yollarını etkiler. Aksine, sıcak eşya ile temas yanıkları genellikle dar alanları kapsar. Ancak temas edilen malzemenin ısısına göre derin olma eğilimi yüksektir. En çok elleri etkiler. Sıklıkla ütü, fırın, tepsi, soba gibi ev eşyaları ve sanayi işindeki sıcak metallere dokunmakla karşımıza çıkar. Elektrik yanıkları şehir hattındaki 220 volt gibi düşük voltajlı elektrikten kaynaklanabileceği gibi yerleşim yerlerinden geçen yüksek gerilim hatlarından da kaynaklanabilir. Elektrik travmasında, kendine özgü ağır sorunlar nedeniyle, yaşamsal tehlike fazlasıyla yüksektir. Kimyasal yanıklar ise temizlikte kullanılan asidik ve alkali maddeler başta olmak üzere birçok kimyasalla oluşabilir ve bu yanıklar ilk anda göründüğünden daha ağır seyredebilir.

Maruz kaldığımız yanık travmasının şiddeti nasıl belirlenir?

Yanık nedeni ne olursa olsun yanan hastalar için olay yeri ekipleri, acil servisler ve yanık merkezlerinde yaşamsal ve işlevsel önemi olan bazı kriterler göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Bu sayede travmanın ‘büyük’ ‘orta derecede’ veya ‘küçük’ yanık mı olduğuna karar verilmektedir. Küçük yanıklar genellikle ayaktan tedavi edilir. Orta derecede yanıklar yanık merkezi olmasa da hastanelerdeki yanık yataklarında yatırılarak da tedavi görebilir ama ağır olan yanık travmaları yanık merkezlerine sevk edilmesi gereklidir.

Yanık şiddetinin değerlendirilmesinde vücut yüzeyindeki yanmış alanın genişliği ve bu alandaki yanıkların derinliği fikir veren iki önemli kriterdir. Hastanın daha önceden sahip olduğu hastalık ve ek travmalar, duman solumuş olması, ısı kaynağının sıcaklığı ve temas süresi de göz önüne alınan diğer kritelerdir. Ayrıca hayati tehlikenin varlığı yanında, kişinin yaşı, olay sırasında yaşadığı sosyal çevre, olayın kaza mı ististar mı olduğu, bireyin tedavi sonrası yaşam kalitesini etkileyecek bölgelerinin (baş, boyun, el, ayak, genital bölge vb) yanmış olması da göz önüne alınır.Yanık derinliği değerlendirilirken yanan cildin derin tabaklarının ne kadar etkilendiği gözlemlenir. Bu amaçla yapılmış olan sınıflandırmalardan birisi halk arasında da çok kullanılan derecelendirme sistemidir. Bu sınıflandırmada yanık derinliğinden birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü derece olarak söz edilir. Birinci derece yanıklar (epidermal yanık) yüzeyseldir. Derinin epidermis denilen en üst tabakasını etkilerler. Doku hasarı minimaldir, hasar epidermis ile sınırlıdır, deri kırmızıdır, basınç uygulandığında soluklaşır. Ödem oluşabilir ve genellikle deride bül dediğimiz su toplanması söz konusu olmaz. Yara kırmızı, kuru ve acı vericidir ve 3 ila 6 gün içerisinde iz bırakmadan iyileşir. Güneş yanıklarının büyük çoğunluğu bu sınıfa girer. 1. Derece yanıklar iz bırakmazlar, yüzeyel 2. derece yanıklar ciltten koyu veya açık renkli leke şeklinde izler bırakabilirler. Güneşten korunmak bu lekelerin azaltılması ve önlenmesi için en önemli tedbirdir. İkinci derece yanıklar, (dermis ve epidermisi kapsayan yanıklar), derinin derin tabakası olan dermisin bir kısmını da etkiler. Doku hasarı 1. Derece yanıklardan fazladır, ödem, bül ve ağrı mevcuttur, pansumanlarla 2-3 haftada iyileşir. Dermisin 2/3ünden fazlasını etkileyen 2. derece yanıklar kalıcı iz ve işlev kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle kimi zaman cerrahi tedavi yöntemlerine başvurulur. Üçüncü derece yanıklar, derinin tamamını (tüm katmanlarını) etkileyen yanıklardır. Epidermis ve dermis tamamen yanmıştır. Dördüncü derece yanıklar ise deri ve deri altındaki dokunun tamamına hatta tendonlara, sinirlere, kaslara veya kemiklere kadar ilerleyen zedelenmeyi tarif etmektedir. Deri sert ve kalın bir tabak halinde karşımıza çıkabilir, kararmış, kömürleşmiş gibi görünebilir ya da saydam beyaz bir hal almış, alttaki damarlar görünür olabilir. His kalmamıştır. Dolayısıyla ağrı beklenmez ama hasta ağrıdan şikayetçi olabilir. Bunun nedeni çevredeki dokulardaki 2. derece yanıklardır. Yaralar mumsu beyazdan, kömürleşmiş siyah arasında olabilir. Cerrahi tedavi yöntemlerine ihtiyaç vardır. İyileşme süreci uzun sürer, ve kalıcı izler ve işlev bozuklukları bırakması söz konusudur.